Tesbihin tarihi çok eskilere dayanmaktadır. Avladıkları avların parçalarını ipe dizen ilk insanlar, bunları bir sonraki avda başarı sağlamak için üzerilerine takarlardı.
İnsanlık tarihinde ipe dizilmiş boncuklar, taşlar ve kemikler ibadet aracı olarak kullanılmadan çok öncesinde çeşitli anlamlar yüklenmişti. Bu anlamlar yaşanılan dönemin koşullarına göre avda şans getirmesi, savaşta düşmandan koruması, zaman zaman
hastalıktan korunmak gibi amaçlarla veya muska ya da nazarlık niyetiyle de kullanıldığı bilinmektedir.
Boncukların dini amaçla ve duaları saymada kullanılmasına ilk olarak Hindistan'da, Hindu inanışında rastlanıyor.
Tesbih kültürünün klasik anlamıyla ilk bilinen örnekleri Hinduizm’de ortaya çıkar. Hinduizm’de tesbih “japamâlâ” (zikir çelengi) veya “smarani” (hatırlatan nesne) adıyla bilinir. Tesbihin ataları Hindistan'dan doğuya, sonra Ortadoğu'ya, en sonunda da Avrupa'ya yayılıyor. Tesbihin kullanış amacı Müslümanlık, Hıristiyanlık , Hinduizm ve Budizm'de duaları ve dualar arası bölümleri saymada kullanılır.
Tespihin 11, 33 ve 99 taneli olanları Müslümanlar, 33 ve 59 taneli olanları Hristiyanlar ve 108 taneli olanı Budistler tarafından kullanılır.
Tesbihin ibadette yeri çok büyüktür. İbadet boyutu ne kadar fazla olsa da sadece ibadet amaçlı kullanılmadığını günümüzde daha çok görüyoruz. Tesbihler günümüzde hobi, stres atmak ve aksesuar olarak da kullanmaktadır. Kullanım amaçlarından dolayı inançsal olarak her kesime hitap ediyor. Tesbihin sağlık açısından da oldukça faydalı olduğu bilinmektedir.
Bilim insanları, beynimizin, çalışma yaşamının güçlükleriyle, sorunlar, endişeler ve korkularla sürekli baskı altında tutulduğunu, bunun sonucunda sinir hücrelerinin aşırı yorulup yıprandığını ve beynimizi rahatlatmak, onu özgür bırakmak, dikkatimizi başka tarafa yöneltmek için tesbih çekmenin çok etkili ve faydalı olduğunu söylüyorlar.
Özellikle tesbih taneleri yaşına, gömülme şartlarına ve reçine salgılayan ağacın türüne bağlı olarak özellikleri değişen kehribar tesbihler guatr, ve boğaz enfeksiyonları gibi hastalıklara iyi geldiği ve tedavi amacıyla kullanıldığı biliniyor.
Özellikle guatr hastaları için kehribarların büyük önemi vardır. Kehribar, ağrıyan bölgeye koyulduğunda ağrıları azalttığı bilinmektedir.
Soğuk algınlığı, astım, guatr ve bronşit tedavisi için de kehribar kullanılmaktadır. Kehribar tesbihler sol elde oynandığında
bedenin elektriğini yok ettiği biliniyor. Elektrik yükünü azalttığı için depresyon hastalığına da oldukça iyi geldiği söylenmektedir.
Kuka tesbih diğer tesbihlerden farklı olarak ağacın gövdesi ya da parçalarından değil kuka ağacının meyvesinden yapılmaktadır.
Kuka ağacının meyvesi hindistan cevizine benzer ve tropikal bir meyvedir. En önemli özelliği mikropları kırmasıdır.
Kaygan ve hafif olması tesbih yapımında kullanılması için uygundur.
Dünyanın en pahalı ve değerli tespihleri yaklaşık 400 bin TL'yi bulabiliyor.
.
