> Tarihsel Hafıza > Hasan Sabbah kimdir? Hasan Sabbah ve Haşhaşiler

Hasan Sabbah kimdir? Hasan Sabbah ve Haşhaşiler

Eklenme Tarihi : 28-08-2022 12:05
Hasan Sabbah neyi savunur? Hasan Sabbah ismi kulaklara aşina olmuş yabancı gelmeyen bir isimdir. Peki Hasan Sabbah aslında kimdir?

Hassan Sabbah ve haşhaşiler. . . . Hassan Sabbah tarihte ilk suikast ordusunu oluşturan önemli bir kişilik olmasına rağmen aristokrat bir aileden gelmediği için hayatı hakkında anlatılanların çoğu tahmin ve rivayetlerden oluşmaktadır. Tahmini olarak 1050 ve 1052 yılları arasında İran'ın Kum şehrinde doğmuştur. Babası Ali Bin Muhammed Yemen asıllıdır.

Hassan Sabbah’ın doğduğu yıllarda Kum Şehri 12 imam şiiliğinin en önemli merkezlerinden biridir. Hassan Sabbah öğrenmeye çok hevesli, zeki ve atak bir çocuktur. Babasının denetiminde eğitim alarak 12 imam mezhebinin ilkeleri doğrultusunda yetiştirildi. 17 yaşında iken okumaya ve öğrenmeye merakından dolayı o dönem İran’da eğitim merkezi halinde olan İsfahana gider. Orada Fatimiler ile tanışarak bir çok dini ve felsefi sohbetlere katılır. Bu sohbetler sırasında fatimilerden çok etkilenerek 12 imam şiiliğinden İsmailiye mezhebine geçiş yapar. O dönemlerde İsmailiye mezhebinin merkezi Mısır'da bulunmaktaydı. 6. imam Caferi Sadık'ın kurduğu İsmailiye mezhebine dahil olanlar Mısır'da Fatimi Devletini kurmuşlar ve güçlü bir yapılanma içinde idiler. Hassan Sabbah'taki ışığı ve teşkilatçı  ruhu gören baş Dai (İsmailiye mezhebi içinde hizmet veren kişilere denirdi) Hattaşi tarafından Kahire'deki darül hikmede eğitim görmesi için gönderilir. Hassan Sabbah Kahire’de Fatimi Daisi olarak hizmet vermeye başlar.

Hatta söylentilere göre Fatimi Devleti’nin halifesi Mustansır onu karşılar. Orada Mustansır’ın danışmanlığını yapmaya başlar. İktidar hırsı yüksek seviyede olan Hassan Sabbah başa geçecek veliahtı belirlemeye çalışır. Mustansır ın büyük oğlu Nizami’yi başa geçirerek saraydaki gücünü sağlama almak ister ama Sabbah’ın yaptığı plan ters teperek küçük oğlu başa geçer ve böylece Hassan Sabbah saraydan ve Mısır’dan sürülür.

Mısır’dan İsfahan’a gelen Sabbah İsfahan’da 10 yıl boyunca kalarak davası ve kendisi için adam yetiştirdi. 1090 yılına kadar Kazvin’in dağlık kesimlerinde otoriteye boyun eğmeyen grupları kendi yanına çekmeyi başardı. 1090 yılında ise Kazvin’in dağlık bölgesinde kartal yuvası anlamına gelen ve Mehdi yönetiminde olan Alamut Kalesi’ni ele geçirir. Davasi dini nedenlere dayanan Hassan Sabbah o dönem sünni iktidar olan Selçuklular ve o bölgeye haçlı seferleri Düzenleyen Hristiyanlara karşı kalesinden hiç çıkmayacak korku salmayı başarmıştır.

İkinci Alamut kuşatması sırasında Hassan Sabbahın bir fedaisi tarafından Nizamil Mülk öldürülür. Onun ardından ise şaibeli bir şekilde Melik Şah’ın ölümü gelir. Alamut kalesi ele geçirilemedigi gibi başsız kalan Selçuklu Devleti’ndeki iktidar kavgaları Hassan Sabbah’ın gücünü artırması ve yerini saglamlaması için bulunmaz bir fırsat haline gelir. Selçuklularda 5 yıl sonra başa geçen Melik Şah’ın oğlu Sencer ise alamuta mudahele edemeyecek şekilde korkutulur. Söylentilere göre 50 den fazla yöneticiye suikast düzenleyen Hassan Sabbah 1090 yılında girdiği Alamut kalesinden olduğu 1124 yılına kadar tam 34 sene boyunca çıkmadığı biliniyor. Alamut kalesi ise Hassan Sabbah’ın ölümünden çok sonra Cengiz Han'ın torunu Hülagü tarafından ele geçirilerek yagmalanip yıkılıyor.

Anlatılanlara göre Alamut kalesine yaptırdığı cennet bahçeleri vardıı. Fedailerine Haşhaş icirerek kurduğu cennet bahçelerine sokuyor, eğer onun istediği şekilde Allah'ın askeri olurlarsa bu cennet bahçelerine kavuşacaklarini soyluyordu. Alamut kalesi incelendiğinde ise bu cennet bahçelerinin kurulabileceği o büyük alanlar yoktur. O dönem haşhaş kullanmak çok özel bir durum değil hemen hemen herkes kullanmaktadır.

Hassan Sabbah’ın davasında başarılı, arkasından gelen insanların inançlı olmasının en büyük sebebi o donemdeki Sünni ve Şii  çatışmasıdir .

Şii topluluğunun 400 yıl boyunca ezilmiş bir toplum olup bir kurtariciya ihtiyaç duymasından kaynaklanmaktadır.

Hassan Sabbah bu dönemde bu psikolojide ki insanların kurtarıcısı rolünü başarıli bir biçimde üstlenmiştir.

Sonuç olarak sebepler ne olursa olsun Hassan Sabbah iyi teşkilatlanmış casuslar ve suikastciler ordusu kurarak bir devre korkunun merkezde olduğu bir döneme damga vurmuştur.

.
Tüm Yorumları Gör (0)