Mehmet Akif Ersoy
Mehmet Akif Ersoy 20 Aralık 1873 yılında İstanbul Fatih sarıgüzel Mahallesi'nde orada halli bir evde hayata başladı. Babası Mehmet Tahir efendi küçük yaşta arnavutluktan gelip İstanbul'a yerleşmiş Fatih medresesinde hocalık yapan bir zattır. Annesi Emine Cemile hanım Samsun doğumludur. Babası Mehmet Akif doğduğunda, doğum gününü hesaplayarak ebced hesabına göre Ragıf ismini vermiştir. Fakat Ragıf ismi çok bilinmeyen kullanılması zor bir isim olduğundan dolayı ,herkes ona Akif demiştir.
Mehmet Akif 4 yaşına geldiğinde, Emre Buhari mahalle mektebine başlar. 6 yaşında Fatih mektebi iptidaisine(Fatih İlkokulu) daha sonra Fatih rüştiyesine (Fatih Ortaokuluna) devam eder.
14 yaşına geldiğinde babası Mehmet Tahir Efendi vefat eder. Mehmet Akif bu sıralarda İstanbul idadiyesin'de(İstanbul Lisesi) okumaktadır. İstanbul idadiyesin'de okuduğu sıralar, öğretmeni muallim Naci Mehmet Akif Ersoy daki edebi Cevheri fark etmiştir. Akif yazıya şiire çok düşkün olmasına rağmen, babasının vefatından bir yıl sonra fatih'teki oturduğu evleri de yanınca Mehmet Akif Ersoy ve ailesi için sıkıntılı zamanlar başlar. Kısa yoldan meslek sahibi olup para kazanabilmek için Halkalı baytar mektebi ne yazılır. Eğitim hayatı boyunca çok parlak bir öğrenci olmuştur. Halkalı baytar mektebini bitirdikten sonra orman ve maadin ve ziraat nezare baytar müfettiş muavini olarak görevine başlamıştır. Görevi sebebi ile 4 yıl boyunca Rumeli'den Arabistan'a kadar birçok yere seyahat etti bu seyahatler onun yazıları ve düşünceleri üzerinde etkili oldu.
1985 yılında basılan ilk eseri Kur'an'a hitap adlı gazel servetifunun gazetesi'nde yayınlandı.
1898 yılında 25 yaşında iken İsmet hanımla evlendi. Bu evlilikten üç kız üç oğlan çocukları oldu. Evlendiği yıllarda şiir yazı ve çevirileri resimli gazete ve maarif dergisinde yayınlandı.
Mehmet Akif 1906- 1907 yılları arasında Halkalı mektebi ve Çiftlik makinist okullarında öğretmenlik yaptı. Daha sonra küfe ve Seyfi Baba adlı şehirleri sırat-ı mustakim dergisinde yayınlandı darül Fünun edebiyatı umumiye müderisliği yaptığı dönemlerde İttihat ve Terakki Cemiyetine katıldı. İttihat ve Terakki cemiyeti'ne bağlı çalışan ,teşkilatı mahsusa ile Berlin ,Lübnan ve Arabistan'a gitmiştir Arap yarımadası'nda İngilizlerin kışkırttığı Arapların ayaklanmalarını önlemek için çalışmıştır. Milli mücadele zamanında birçok şehirde camilerde vaaz vererek insanları Kurtuluş savaşı için örgütlemeye çalıştı. En son Balıkesir Zağnos paşa camii'nde verdiği wazdan dolayı darül hikmeti islamiye de ki başkatiplik görevine son verildi. Büyük taarruz sırasında savaşan askerlere moral vermek amacı ile cephe cephe gezerek İstiklal savaşı'na destek vermeye çalıştı. Bülbül şiirini Bursa'nın işgalini duyduğu gün ki ruh haliyle yazar. "Hayır matem senin hakkın değil . matem benim hakkım ;asırlar var ki aydınlık nedir hiç bilmez atalım! teselliden nasibim yok, Hazan ağlar baharımda . Bugün bir hanünansız serseriyim öz diyarımda!
Ankara hükümetinin kurulmasından sonra Ankara'ya gelir . Burdur milletvekili olarak meclise girer. O sırada yakın arkadaşlarının ısrarı sonucu İstiklal marşı için düzenlenen yarışmaya katılır.
12 Mart 1921'de Mehmet Akif Ersoy'un şiiri İstiklal marşı olarak resmen kabul edilir . Mehmet Akif Ersoy kazandığı 500 lirayı Kızılay'a bağlı darül-mesai ye bağışlar. Kurtuluş savaşı bittikten sonra Ankara hükümeti ile olan fikir ayrılıklarından dolayı İstanbul'a gelir burada bir süre kaldıktan sonra Abbas Halim Paşa'nın davetiyesi olarak Mısır'a gider. Daha sonra ailesini de yanına alarak 11 yıl boyunca Mısır'da yaşamını sürdürür.
1935 yılının temmuz ayında rahatsızlanır ve hava değişikliği için antakya'ya gider. 1936 yılında ise İstanbul'a gelerek abbashalimpaşa lan Mısır apartmanında bir daireye yerleşir 27 Aralık 1936 da vefat edene kadar burada yaşamını sürdürür. Kabri Edirnekapı mezarlığındadır.
Mehmet Akif Ersoy'un edebi kişiliğinin temelleri oluşurken en çok Arap şairlerden ibnü'l faraz, Türk şairlerden Fuzuli, farslardan Sadi Şirazi, fransızlardan ise lömartin en çok sevdiği ve okuduğu şairlerdir. Sanat toplum içindir ilkesini benimsemiş "cemiyet hayatında yaramayan sanat yerin dibine batsın" diyerek yerini çok net ortaya koymuştur.
Edebi hayatı boyunca muallim Naci, Tevfik Fikret, Abdülhak Hamit ,Kemal'i Zade Ali Ekrem gibi şairlerden etkilenmiştir. Şiirlerinde aruz kalıbı kullanarak şiirlerinin birçoğunu hikaye tarzında kaleme almıştır.
Hayatım boyunca yazdığı bütün şiirleri safahat adlı kitapta toplanmıştır. İstiklal marşı milletin malıdır diyerek bu kitaba İstiklal marşı'nı koymamıştır . ayrıca hakkın sesleri ve hatıralar adlı iki eseri daha vardır.
Mehmet Akif Ersoy haksızlığa dayanamayan cesur dürüst ve sözünün eri bir kişiliğe sahipti. Hayatım boyunca da bu özelliklerinden ödün vermemiştir.
Hasan Tahsin ile bir anlaşma yapar kim önce ölürse geride kalan diğerinin ailesine sahip çıkacaktır ,durumu olmamasına rağmen Hasan Tahsin öldükten sonra onun ailesine sahip çıkarak dürüst ve sözünün eri kişiliğini ortaya koyar.
Çalıştığı dairenin müdürü Abdullah bey haksız yere görevinden azledildiği için baytarlık dairesi müdür yardımcılığından istifa edecek kadar haksızlığa dayanamaz.
Vatan mücadelesinde yüreğini ortaya koyarak canla başla çalışacak kadar cesur Mehmet Akif Ersoy vatan şairi ,istiklal Savaşı'nın destanı'nı yazan kişi. . .
.