> Biyografi > Mimar (Koca) Sinan - Mimar Sinan kimdir? Mimar Sinan’ın hayatı

Mimar (Koca) Sinan - Mimar Sinan kimdir? Mimar Sinan’ın hayatı

Eklenme Tarihi : 18-11-2020 13:49
Mimar Sinan kimdir? Mimar Sinan’ın hayatı videoda

Mazaka adıyla da bilinen  Kayseri, sürekli göç halinde bulunan kavimlerin  hem kapısı, hem kavşak noktası olmuştur. Milattan önce I. Yüzyılda Roma egemenliğine geçince Kayserya adını almıştır. 1071 Malazgirt Zaferinin ardından Selçukluların himayesi altına girmiştir. Kayseri'deki mimari eserlerin  1000 yıldır hâlâ ayakta durması Kayseri ve halkıyla ilgili derin ipuçları  vermektedir. 1463 yılında Fatih Sultan Mehmet zamanında Osmanlı  himayesine geçmiştir. Fatih döneminde tarihinin en istikrarlı dönemini yaşayacaktır.

      Erciyes'in eteklerindeki Ağırnas köyü köklü bir yerleşim yeridir. Ağırnaslılar genelde taş ustasıdırlar. Sadece kendi köylerinde  değil yakın çevrelerine de binalar yapmaya gittikleri bilinmektedir.

     Mimar Sinan 1488 yılında Ağırnas köyünde Ermeni veya Hristiyan Türk olarak dünyaya gelmiştir. Ağırnas köyü, MÖ 2000'den itibaren Hititler,  Kapadokyalılar ve  Bizanslılar tarafından yerleşim yeri olarak kullanılmıştır.

    Mimar Sinan; II. Bayezid, Yavuz Sultan Selim, Kanuni Sultan Süleyman, II. Selim  ve III. Murad dönemleri boyunca 99 yıl yaşamıştır.  

     Yavuz Sultan Selim dönemine dek  devşirmeler yalnızca Rumeli'den devşiriliyordu. Osmanlı ordusunun elit askerleri olan yeniçerilere, Yavuz'la birlikte ilk kez Anadolu'dan da asker devşirilmeye başlanmıştır. 21 yaş gibi geç sayılabilecek bir yaşta Kayseri'nin en ünlü dülgeri olan dedesi Doğan Yusuf'un ricasıyla Mimar Sinan , Kapıkulu Ordusunun  parçası olan Acemi Oğlanlar Ocağına alınmıştır. Bu yıllar pek bilinmeyen askerlik hayatının  ilk yıllarıydı.   Yeni hayatına başlarken artık  herkes onu yeni ismiyle tanıyacaktı. Abdülmennan oğlu Sinan. Acemi Oğlanlar Ocağında askeri eğitimin yanında, ileri fem bilimleri eğitimi de verilmekteydi. Çok yönlü bir eğitim sistemi uygulayan Yeniçeri Ocağı, Mimar Sinan'ın kaabiliyetlerini keşfetmesini sağladı. Mimar Sinan'ın neccarlığa(dülgerlik) ilgisi vardı. Acemi Oğlanların bir bölümü Tersane, Mahzen , Kapan gibi mekanlarda, bir bölümü Boğaz'ın 2 yakasında taşıma işleri yapan kayıklarda, bir bölümü de Saray, Yeniçeri Ağası ve vezirler tarafından yaptırılan inşaatlarda çalıştırılıyordu.  

     Mimar Sinan,  Acemi Oğlanlar Ocağından aldığı eğitimle yetinmemiştir. Kendi isteğiyle marangozluğu seçtikten sonra katıldığı seferlerde, aynı zamanda ustası olan komutanlarının verdiği eğitim ve görevler sayesinde kendini iyice geliştirmiştir. Seferler sırasında kültürler ve oraların mimarisi hakkında bilgi toplamıştır.

      Mimar Sinan'ın Acemi Oğlanlar Ocağına alındığı yıllarda Safevi Devleti kurucusu Şah Ismail'in Doğu'da oluşturduğu tehdit iyice büyümeye başlamıştı. Yavuz'un 8 yıllık padişahlığı süresince Osmanlı Devleti sınırları 2,5 kat büyürken, Sinan da ordudaki başarılı askerlerden biri olmaya çalışmaktaydı.

       Yavuz Sultan Selim'le 1514 Çaldıran, 1517 Mercidabık ve Ridaniye(Mısır) seferine katılmıştır. Mısır Seferinde Piramitlerin inşasına hayran kaldığı bilinmektedir. 1521 Kanuni Sultan Süleyman'la Belgrad Seferi'ne yeniçeri rütbesiyle katılmışır. Katıldığı seferlerde ordunun geçişini kolaylaştıracak yol-köprü inşaatlarında yardımcı oldu. 1522 Rodos Seferi'nden sonra subaylığa yükseldi. 1526 Mohaç Meydan Muharebesi'nin ardından gösterdiği üstün başarılar neticesinde Acemi Oğlanlar Yayabaşılığına(Bölük komutanı) rütbesine yükselmiştir. 1529 Viyana, 1532 Alman seferlerinde de bulunmuştur.  

    1533 Kanuni Sultan Süleyman'ın Iran seferi sırasında Van Gölünden karşı sahile geçmek için 2 haftada 3 adet kadırga yapıp donatınca büyük bir beğeni kazanmıştır. 1534 Irakeyn seferine de katılmıştır. Bu seferden dönüşte Yeniçeri Ocağında Hasekilik rütbesi verildi. 1538 yılında Karaboğdan Seferinde orduya Prut Nehri'ni geçmesi için köprü gerektiğinde,alan bataklık olduğundan köprü kurulamayınca  bu görev Kanuni'nin vezirinin ermriyle Sinan'a verildi. Tezkiretü'l-Beyan ve Tezkiretü'l-Ebniye adlı eserde kendisi bu köprüyü 10 günde yaptığını beyan etmektedir. Bu köprüyü yaptıktan sonra 17 yıllık yeniçerilik görevi artık sona ermiştir. 49 yaşında Başmimarlık görevine atanır. Bu görevi Kanuni Sultan Süleyman,II. Selim ve III. Murad zamanında 49 yıl süre ile yapmıştır.

    Başmimarlık görevi öncesinde Halep'te Husreviye Külliyesi, Gebze'de Çoban Mustafa Külliyesi, İstanbul'da Hürrem Sultan için yapılan Haseki Külliyesini yapmıştır.

    Başmimarlık görevinden sonra yaptığı Şehzade Camii ve külliyesi, sonraki yapılan camilere örneklik teşkil etmiştir.

     Süleymaniye Camii Mimar Sinan'ın İstanbul'daki en ihtişamlı yapıtıdır. Bize Kanuni'nin emri doğrultusunda yapıldığını simgeleyen bazı ipuçları da vardır. Mesela 4 minareli tasarımı Kanuni'nin İstanbul'un fethinden sonra tahta geçen 4. Padişah olduğunu, minarelerdeki 10 adet şerefe ile Sultan Süleyman'ın 10. Sıradaki Padişah olduğunu vurgulamak istemiştir. Camiinin iç kısmındaki kubbe altında bulunan Nur Sure'sini, Hattat Hasan Çeleb işlemiştir. Kubbeyi destekleyen 4 sütündan ikisi Topkapı Sarayı ve Vefa semtinden taşınmış, diğer 2 sütunsa Mısır'ın Iskenderiye Şehri ve Bekaa Vadisindeki Baalbek Tapınağından getirilmiştir. Mimar Sinan Süleymaniye'nin hayran bırakan akustiğini mükemmel hale getirmek için kubbe etrafına 65 adet küp sıralamıştır. Camı cemaatine ve yapıya zarar verebilecek canlıları uzak tutmak için avizelerin ortasına devekuşu yumurtaları koydurmuştur. Mimar Sinan Süleymaniye Camiinin sağlamlığını şu sözlerle vurgulamıştır: Kiyamete kadar yıkılmayacak yapı.

    Süleymaniye Camii, Fatih Külliyesinden sonra Osmanlı'da inşa edilmiş en büyük ikinci dini yapı kompleksinin içinde yer alır. Külliyede medrese, hastane,hamam,kütüphane  gibi bölümler mevcuttur. Ayrıca  Külliyede şu 3 türbeyi de ziyaret etmelisiniz:1-Kanuni Sultan Süleyman  Türbesi 2- Hürrem Sultan Türbesi 3- Mimar Sinan türbesi.

   Mimar Sinan'ın "ustalık eserim" olarak sunduğu Edirne'deki Selimiye Camii'dir.

    Tezkiretü'l-Bünyan  ve Tezkiretü'l-Ebniye(Yapılar Kitabı) Sinan'ın  kendi anlatımıyla Sai Mustafa Çelebi tarafından yazilmiştır.

     Mezarı 1935 yılında  Türk Tarihi'ni Araştırma Kurumu üyelerince kazılmış, kafatası incelenmek üzere alınmış fakat bir sonraki restorasyon kazısında kafatasının mezarda olmadığı anlaşılmıştır.

     1976'da Uluslararası Astronomi Birliğinden aldığı kararla Merkür'deki bir kratere Sinan Krateri ismi verilmiştir.

    Edirne'deki  Selimiye Camii Dünya Kültür MIrası listesindedir.

    81 cami,51 mescit,55 medrese, 26 dar'ül-kurra, 17 türbe, 17 imarethane,3 darüşsifa(hastane), 5 su yolu, 8 köprü,  20 kervansaray, 36 saray, 8 mahzen,48 hamam olmak üzere 375 eser yapmıştır.

    Istanbul'daki bir devlet üniversitesine  1982 yılında Mimar Sinan Üniversitesi ismi verilmiştir. 2003 yılında da Mimar Sinan Güzel Sanatlar üniversitesi olarak isim değişikliği yapılmıştır.

.
Tüm Yorumları Gör (1)